British Council önderliğinde, Türkiye'den ATÖLYE ve Abdullah Gül Üniversitesi, Yunanistan'dan Bios ve Sırbistan'dan Nova Iskra iş birliğiyle gerçekleştirilen Connect for Creativity projesi, Avrupa genelinde sanatçıları, yaratıcı girişimcileri, akademisyenleri öğrencileri ve politika yapıcıları kültürlerarası diyaloğu güçlendirmek amacıyla bir araya getiriyor.
Proje, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse ediliyor
Yunus Emre Enstitüsü tarafından yürütülen Türkiye-AB Kültürlerarası Diyalog programı kapsamında, Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen Connect for Creativity, 18 aylık bir proje olarak hayata geçiyor. Proje ile kültürel etkileşim ve iletişimin güçlendirilmesi ile toplumların birbirini daha iyi tanıması ve anlaması hedefleniyor. Connect for Creativity, daha uyumlu, açık ve iletişimi güçlü bir toplumun gelişmesine katkı sağlamak üzere, Avrupa genelinde yaratıcı platformlardan oluşturulan ağ sayesinde, yaratıcı keşif ve iş birliklerinin geliştirilmesi ve yeni fırsatların yaratılmasını desteklemeyi amaçlıyor.
Proje kapsamında, yaratıcı platformların kültürlerarası diyaloğun desteklenmesindeki rolüyle ilgili yapılacak uluslararası araştırmanın yanı sıra; Belgrad, Kayseri ve Atina’da gerçekleştirilecek üç iş birliği geliştirme konferansı, çalışma ziyareti ve İstanbul, Atina ve Belgrad’da eş zamanlı gerçekleşecek altı haftalık sanat ve teknoloji odaklı rezidans programı ve üretilen işlerin Birleşik Krallık’ta gösterileceği bir sergi yer alacak.
7 Mayıs Çarşamba günü ATÖLYE’de gerçekleştirilen proje lansmanına, Birleşik Krallık’ın kültürel ilişkilerinden sorumlu uluslararası kuruluşu olan British Council’dan Türkiye Ülke Direktör Vekili Nilgün Yalçın Felchner’in yanı sıra; İstanbul merkezli disiplinlerötesi inovasyon platformu olan ATÖLYE’den Etkinlik ve Proje Yöneticisi Emre Erbirer, sanat ve transmedya için Atina’daki çok işlevli yaratıcı platform olan Bios’tan Kurucu Ortak Vassilis Haralambidis, Belgrad’daki yaratıcı endüstriler, teknoloji ve insanlar arasında somut bağlantılar kurma fikriyle oluşturulan Nova Iskra’dan Kurucu Ortak Relja Bobic ve Kayseri’deki öncü üçüncü nesil devlet üniversitesi olan Abdullah Gül Üniversitesi’den Gençlik Fabrikası Direktörü Zeynep Tuğçe Çiftçibaşı Güç de katıldı.
“Topluluk ve aidiyet duygusu geliştirmek önemli”
Projenin tüm ayrıntılarının paylaşıldığı lansmanda, British Council Türkiye Ülke Direktör Vekili Nilgün Yalçın Felchner, “Dünyamız, yaşam, iletişim ve kültür deneyimimizde değişikliklere neden olan ve küreselleşmenin reddedilmesine ve sosyal bütünlüğün riske girmesine yol açan çok çeşitli sosyal, politik ve ekonomik zorluklarla karşı karşıya. Çok kültürlü bir dünyada, barışçıl ve yapıcı bir şekilde bir arada yaşamayı öğrenmek ve topluluk ve aidiyet duygusu geliştirmek her zamankinden daha önemli. Birleşik Krallık’ta son on senede yaratıcı endüstriler birçok diğer sektörü geride bırakarak çok hızlı bir büyüme gösterdi. Bugün, yaratıcı endüstrilerin ekonomiye katkısı 100 milyar Sterlinin üzerinde ve her sene ortalama yüzde yedi oranında bir artışla büyüyor. Bu büyümenin arkasındaki en önemli etken yaratıcı platformlar olarak kabul ediliyor. Yaratıcı platformların sayısı gün geçtikçe artıyor ve küresel anlamda yaratıcı toplulukları desteklemek de hızla önem kazanıyor. Connect for Creativity projesini de bu motivasyonla, yaratıcı platformlar ve toplulukları bir araya getirerek kültürlerarası diyalogu güçlendirmek amacıyla, geliştirdik.” sözleriyle, projenin çıkış fikrini paylaştı.
Projenin Türkiye, Birleşik Krallık, Yunanistan ve Sırbistan’ı birbirine bağladığını ve uluslararası ağlara birçok fırsatlar sunduğunu belirten Nova Iskra Kurucu Ortağı Relja Bobic, “Bu proje, geçtiğimiz yıllarda filizlenen ATÖLYE, Bios ve British Council ile olan ilişkimizin doğal bir gelişimi. Ayrıca, ülkeler ve kültürlerarası diyaloğu güçlendirmek ve kendi topluluklarımızda aktif olan kültürel ve yaratıcı aktörleri bir araya getirmek için de bir şans. Balkanlar’da, çoğu zaman sadece Kuzey’den ve Batı’dan gelen yaratıcı ve sanatsal başarıya odaklanıyoruz. Halbuki, Güney’e ve Doğu’ya doğru uzanan kültürel zenginlikler de var. Açıkçası, bizi bu projede en çok heyecanlandıran, Türkiye ve Yunanistan’ın kültürel zenginliklerini Sırbistan’dan katılımcılar ve yaratıcı profesyoneller ile buluşturacak olmak’” dedi.
Kurulduğu günden bu yana, başta Avrupa olmak üzere dünyanın farklı yerlerindeki birçok yaratıcı platform ile iş birlikleri yapan ve şu anda Avrupa Yaratıcı Platformlar Ağı’nın yönetim kurulunda yer alan ATÖLYE adına konuşan Etkinlik ve Proje Yöneticisi Emre Erbirer, Connect for Creativity projesinin yaratıcı topluluklar ve bireyler için önemli bir iş birliği fırsatı olduğunun altını çizdi: “Bu proje ile Türkiye’de yaratıcı endüstriler alanında çalışan kişi ve toplulukların Avrupa’da benzer platformlar ve ağlara dâhil olmasını, birbirlerinden öğrenmesini ve birlikte üreterek yeni iş birlikleri geliştirmesini amaçlıyoruz. Bunun için de en büyük önceliğimiz, yaratıcı iş birliklerini tetikleyecek yeni tanışma yolları ve hikâyeleri oluşturmak.”
18 ay sürecek projede, seyahat masrafları ve işlerin üretimi için yapılan harcamalar karşılanıyor
Connect for Creativity kapsamında öğrenciler, akademisyenler, sanatçılar, yaratıcı endüstri ve kültür profesyonelleri ve politika yapıcılar için Avrupa’da uluslararası iş geliştirme ve iş birliği imkanları, tecrübe ve bilgi alışverişinde bulunma fırsatı ve empati-katılım-güçlendirme prensipleri üzerinde yaratıcı araştırmalara katılım şansı sunuluyor.
Proje doğrultusunda, çalışma ziyareti, iş geliştirme konferansı ile sanat ve teknoloji odaklı rezidans programına katılanların seyahat masraflarının yanı sıra, işlerini üretmek için yapacakları harcamalar da proje tarafından karşılanıyor.
AB-Türkiye Kültürlerarası Diyalog programı hakkında:
AB-Türkiye Kültürlerarası Diyalog Programı, Yunus Emre Enstitüsü tarafından yürütülüyor ve Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti arasında sivil toplumun güçlenmesine yönelik mali iş birliği kapsamında ortak finanse ediliyor. Programın odağında, farklı kültürleri bir araya getirerek karşılıklı anlayış ve iş birliğini güçlendirmek yatıyor. Bu amaçla hem Avrupa hem de Türkiye’de kültür ve sanat alanında aktif çalışan aktörler tarafından geliştirilen projelere hibe desteği sağlanıyor. AB-Türkiye Kültürlerarası Diyalog Programının 2019-2021 yılları arasında uygulanacak ilk döneminin toplam bütçesi 3 milyon Avro olup, bütçenin yüzde 70’e yakını destek sağlanan dört önemli projeye aktarılmış bulunuyor.
Yunus Emre Enstitüsü hakkında:
Yunus Emre Enstitüsü, Türkiye'yi, kültürel mirasını, Türk dilini, kültürünü ve sanatını tanıtmak, Türkiye’nin diğer ülkeler ile ilişkilerini ve dostluğunu geliştirmek, kültürel alışverişini artırmak ve Türk dili, kültürü ve sanatı alanlarında eğitim almak isteyenlere yurt dışında hizmet vermek amacıyla kurulmuştur. Eğitim, bilim ve kültür-sanat alanlarında faaliyetlerini sürdüren Enstitü, Türkiye’nin uluslararası alanda bilinirliğini, güvenilirliğini ve itibarını artırmak misyonuyla hareket ederken dünyanın her yerinde Türkiye ile bağ kuran ve Türkiye’ye dost insan sayısını artırmayı hedefliyor. Türkiye’nin başta kültürel diplomasi kurumu olarak faaliyetlerine Ankara Ulus’taki merkez binasında 2009 yılında başlayan Enstitü, Avrupa, Asya, Ortadoğu, Uzakdoğu, Afrika ve Amerika’da 48 ülkede 58 Türk Kültür Merkezi ile hizmet veriyor. Yakın dönemde Seul’de Hankuk Üniversitesi ve Dublin’de Trinity College bünyesinde faaliyetler başlamış olup, Abuja, Pekin, Toronto ve Buenos Aires’teki açılış çalışmaları devam ediyor. Enstitü, 2023 yılına kadar 100 kültür merkezine ulaşmayı hedefliyor.
Yunus Emre Enstitüsü, kültürel etkileşim ve diyalogu artıracak birçok farklı proje yürütüyor. Enstitünün Avrupa Birliği ortak fonuyla hayata geçirdiği ilk projesi olan Türkiye-AB Kültürlerarası Diyalog Programını ile Türkiye ve AB ülkeleri arasındaki kültürel alışverişin ve ilişkilerin geliştirilmesi, güçlendirilmesi hedefleniyor. Aynı zamanda, Yunus Emre Enstitüsü’nün Avrupa ulusal kültürel enstitüleri ve onların çatı kuruluşu EUNIC ile ilişkilerinin artmasına ve güçlenmesine yönelik çalışmalar da yürütülüyor.
British Council hakkında:
British Council, Birleşik Krallık’ın kültürel ilişkiler ve eğitim fırsatlarından sorumlu uluslararası kuruluşudur. 100'ü aşkın ülkeyle, kültür-sanat, İngilizce, eğitim ve sivil toplum alanlarında çalışıyoruz. Geçen yıl 65 milyondan fazla kişiyle yüz yüze, 731 milyonun üzerinde kişiye de internet üzerinden, radyo ve TV programlarımızla ve basılı yayınlarımızla iletişim kurduk. Fırsatlar yaratarak, bağlantılar kurarak ve güven inşa ederek değiştirdiğimiz yaşamlarla, beraber çalıştığımız ülkelere olumlu katkılar sunuyoruz. 1934 yılında kurulan British Council, Kraliyet Tüzüğü ile tüzel kişilik kazanmış bir hayır kurumu ve bir kamu kuruluşudur. Gelirimizin yüzde 15’i ise Birleşik Krallık hükümet tarafından karşılanmaktadır.
ATÖLYE hakkında:
2013 yılında İstanbul’da kurulan ATÖLYE, Yaratıcı Platform’unun içine ödüllü bir Stratejik Tasarım Stüdyosu yerleştiren bir inovasyon platformu. ATÖLYE’nin çeşitlilik ve etkileşim düzeylerine dair kriterlere göre özenle bir araya getirilmiş komünitesi, an itibarıyla sayıları 150’yi aşan yaratıcı profesyonelden oluşuyor. ATÖLYE, çeşitliliği teşvik eden komünitesi, bilinçli olarak sınırlanmış mekânı ve şeffaf sisteminden aldığı güç ile yaratıcı hizmetler sektörüne “membran organizasyon” olarak adlandırılan yeni bir model kazandırıyor. ATÖLYE’nin bu sistem sayesinde müşterilerine sunabildiği geniş yelpazedeki hizmetlerin tamamı, çetrefilli problemlerin ele alınması ve geliştirilen çözümler ile en fazla olumlu etkinin yaratılabilmesi amacını taşıyor. ATÖLYE, aynı zamanda, ekonomiyi ve toplumu ileri taşıyacak yaratıcılığa kaynak olmak için stratejik olarak seçilmiş şirketlerin bir araya geldiği kyu Collective üyesidir.
Bios hakkında:
Bios, Atina’nın güncel sanat ve transmedya merkezidir. Çok işlevli bir mekana sahip olan Bios’un içerisinde, iki canlı müzik salonu, dört bar, tiyatro/performans alanları, grafik tasarım ofisi, sinema salonu ve enstalasyon alanı bulunmaktadır.
Nova Iskra hakkında:
Nova Iskra, yaratıcı endüstriler, teknoloji ve insanlar arasında elle tutulur bağlar kurma amacıyla Belgrad’da kurulmuş öncü bir yaratıcı platformdur. Değişime ayak uydurmayı sürdürürken, aynı zamanda eleştirel düşünceyi ve yeni fikirlerin yaratım süreçlerini destekler.
Abdullah Gül Üniversitesi hakkında:
Abdullah Gül Üniversitesi (AGÜ), Türkiye'de ilk vakıf destekli devlet üniversitesi modeli ile 21 Temmuz 2010 tarihinde kurulmuştur. Üniversite, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk ve en büyük sanayi yerleşkelerinden biri olan Sümerbank Bez Fabrikası’nın eğitim kampüsüne dönüşümü projesidir. İlk öğrencilerini 2013-2014 akademik yılında almıştır. Üniversitenin ikinci kampüsü olan Mimar Sinan Kampüsü'nün yapımı da devam etmektedir. Kayseri'ye yeni bir devlet üniversitesi kazandırılmasına yönelik çalışmalar, Büyükşehir Belediye Başkanlığı girişimiyle bir araya gelen Kayseri'nin kanaat önderleri tarafından 2007 yılında başlatılmıştır. Üniversitenin, kalkınması ve girişimciliği ile Türkiye'de örnek gösterilen Kayseri'nin vizyonuna uygun olarak, kenti eğitimde de öne çıkarması amaçlanmış, Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül'ün adını taşıması düşünülmüştür. Cumhurbaşkanımız, bu üniversitenin Türkiye yükseköğretiminde fark yaratacak, uluslararası alanda rekabet edebilecek kaliteli bir üniversite olması şartıyla bu teklifi uygun görmüştür. Uluslararası düzeyde eğitim ve araştırma yapan bir kurum olması hedeflenen AGÜ'yü yeni bir model olarak ortaya çıkaran en önemli unsurlardan biri AGÜ Destekleme Vakfı'dır (AGÜV). AGÜV 13 Temmuz 2011 tarihinde kurularak, üniversitenin gelişimine paralel ve etkin bir destek sağlamak üzere çalışmalarına başlamıştır.