Birleşik Krallık'tan yeni müzikleri, tüm dünyaya duyurmak için bir platform yaratma amacıyla British Council tarafından hayata geçirilen Selector Radyo, yayın hayatına bundan 20 yıl önce başladı. İlk gençlik yıllarını geride bırakan radyo, bu basit fikrin hayata geçirilmesinin ardından olağanüstü bir şekilde büyüdü. 35'i aşkın ülkede yayınlanan ve Mixcloud web sitesi aracılığıyla daha da fazla dinleyicinin erişebildiği program, şimdi haftada dört milyon civarındaki dinleyici kitlesine yayın yapmanın gururunu yaşıyor. 

Selector Radyo’nun zaman içerisinde yaptığı yeni girişimler arasında, karşılıklı fikir alışverişinde bulunmak ve güncel trendler hakkında tartışmak için müzik sektörü profesyonellerini bir araya getiren Selector PRO konferansı ve Birleşik Krallık'tan en iyi yeteneklerin, dünyanın çeşitli ülkelerinde sahne almalarını sağlayan ve onları müzikseverlerle buluşturan Selector Live sayılabilir.

2021 yılına geldiğimizde #SelectorAt20, bir yandan geçtiğimiz 20 yıl boyunca Birleşik Krallık’tan en iyi müzikleri seçip müzikseverlerin beğenisine sunma misyonunu kutlarken, bir yandan da sektörü nasıl bir geleceğin beklediğini soruyor. Ama öncelikle buraya kadar olan yolculuğumuza bir göz atmaya ne dersiniz? Oldukça farklı bir döneme geri giderek hafızalarınızı tazelemekte  fayda olabilir.

SELECTOR’ÜN 2001'de BAŞLAYAN YOLCULUĞU

20 yıl uzun bir zaman ve bildiğiniz üzere Birleşik Krallık 2001 yılında oldukça farklı bir yerdi. Dünya, sonunda hiçbir yerde görünmeyen Milenyum Virüsünden kaçınmayı başarmış; futbolda ise Sven-Göran Eriksson uzun soluklu olacak olan İngiltere erkek milli takımı teknik direktörlüğü serüvenine yeni başlamış ve forvette Emile Heskey ve Michael Owen gibi oyuncularıyla Eylül 2001'de Almanya'yı 5-1'lik skorla hezimete uğratmıştı.

 

MİLENYUMDA BİRLEŞİK KRALLIK MÜZİĞİ

O dönemlerdeki internet kullanımını, niş olarak tabir etmek herhalde yanlış olmaz çünkü nüfusun sadece yüzde 36'sı 2001 yılında evde internete erişime sahipti ve çoğunluk, bugün Birleşik Krallık'ta yaygın olan geniş bant yerine hala çevirmeli bağlantı kullanıyordu. Facebook, Twitter ve Spotify'ın sahneye çıkması 2000'li yılların ortasını bulacaktı ve o zamanlar Lily Allen ve Kate Nash  gibi sanatçıların müzik kariyerlerinin başlamasına sebep olduğu iddia edilen MySpace bile, hizmet vermeye ancak 2003 yılında başlayabilmişti. Ancak, Kazaa ve Limewire gibi dosya paylaşım siteleri onlarca yıllık bir geçmişe sahip olan müzik işletme modelindeki ilk çatırdamaların hissedilmesine yol açmıştı. Bu siteler, kullanıcıların birbirleriyle yasadışı şekilde ve ücret ödemeksizin müzik paylaşmasına imkân tanıyordu ve bu durum müzik şirketleri için devasa bir tehdit demekti. Bazıları bu sorunun bugüne kadar çözüme kavuşturulmadığını iddia edebilir; yakın zaman önce DCMS (Birleşik Krallık Kültür Medya ve Spor Bakanlığı), büyük müzik şirketlerinin temsilcilerine bugünkü şekliyle müzik yayınlamanın sanatçılar için adil olup olmadığını sormuştu.

'Selector, internet öncesi dönemde alternatif müzik çalışmalarını bulma konusunda zorlanan uluslararası müzikseverler için daha az tanınan isimlere yayın zamanı sağlamak için tasarlanmıştı.'

Shaggy’nin ‘It Wasn’t Me’ şarkısı, 2001 yılının en çok satan single'ı olurken yılın bir başka liste başı şarkısı ise popüler TV yetenek şovu ‘Popstars’ sayesinde tanınan Hear’Say’in ‘Pure and Simple’ parçasıydı. Simon Cowell’ın X Factor'ü, uzun süre boyunca yayınlanan şovun sayesinde birbirinin tıpatıp benzeri olan bir yığın sezonluk single üretmişti. TV yetenek şovunun balonu, Rage Against the Machine’nin‘Killing in the Name parçasını müzik listelerinin zirvesine yerleştirmek için başlatılan sosyal medya destekli kampanya başarılı olunca, 2000'li yılların sonlarında nihayet sönene kadar Birleşik Krallık müzik listelerine birçok Noel döneminde egemen olmayı başarmıştı. Joe McElderry ise günah keçisi olarak seçilmişti.

İşte Selector, Top of the Pops şovunun halen ekranlarımızda olduğu (2006 yılına kadar) ve yetenek şovu aranjman versiyonlarının, birbirinin benzeri erkek pop müzik grupları ve Las Ketchup ve hatta Bob the Builder gibi grupların içler acısı şarkılarıyla zirve için yarıştığı, Birleşik Krallık pop müziğinin doruk noktasına ulaştığı dönemde hayata geçirilmişti. Selector, şu ifadeyi etkin bir şekilde doğrulamak için hayata geçirildi: “Birleşik Krallık müziği bundan çok daha fazlasından ibaret.” Ve şu soruyu sordu: Peki ya müzik listelerinde yer almayan müzisyenler? Birleşik Krallık pop müziğinin dünya genelinde aynı anda her yerde bulunduğu göz önüne alındığında “Selector, internet öncesi dönemde alternatif müzik çalışmalarını bulma konusunda zorlanan uluslararası müzikseverler için daha az tanınan isimlere yayın zamanı sağlamak için tasarlanmıştı.

ANDI OLIVER VE SELECTOR RADYO’NUN İLK YILLARI

Somethin’ Else tarafından British Council için yapılan ve  Andrea Oliver’ın sunduğu bu yeni Birleşik Krallık müzik programı, sadece The Selector olarak biliniyordu. Program, sonraki yıllarda, herkes tarafından tanınan gerçek isimler haline gelen müzisyen konuklarına kapılarını açtı.  

Oliver, “The Selector'u sunmak benim için son derece özel bir deneyimdi,” diyor. Daha müzik dünyasındaki ilk dönemlerini yaşayan Amy Winehouse'dan perküsyonların eşlik ettiği Benjamin Zephaniah'ya kadar, programa çıkardığımız müzisyenlerin çeşitliliği tek kelimeyle inanılmazdı!

Diğer seansların konukları arasında Dizzee Rascal, Elbow, Bat For Lashes, Jamie T, KT Tunstall, Emmy the Great, Kano ve Birleşik Krallık caz yıldızları Soweto Kinch ve Jason Yarde gibi isimler vardı. Hepsi de kariyerlerinin başındaydı. Bu seanslar hala Selector seansları arşivinde dinlenmek için mevcut.

ONUR LİSTESİ KAPISI

O zamanlar Get Cape Wear Cape Fly olarak sahne alan Sam Duckworth, programa 2006 yılındaki katılışını hala dün gibi hatırlıyor: 'Selector ilk radyo programlarımdan biriydi ve kesinlikle yaptığım müziğin dünya genelinde müzikseverlere sunulduğunu da kafamda ilk defa canlandırabildiğim zamandı.  İnternetin daha emekleme çağında olduğu, nağmelerimin nerelerde duyulacağını hayal ettiğim, 20 yaşında bir müzisyen olarak o günkü heyecanımı hala hatırlıyorum.'

Duckworth de, davet edilen her konuğun üzerine ismini karaladığı, Selector’un kendi onur listesi haline gelen stüdyo kapısına ismini yazanlar arasındaydı. 'Birkaç yıl sonra Recreations projemle geri gittiğimde arkadaşlar, kahramanlar ve geleceğin ikonlarının imzaladığı kapıyı gördüğümü ve kendi imzamı tekrar eklediğimi hatırlıyorum. Bir şeyin hem heyecan verici hem de ilk performans gibi hissettirmesi nadir bir şey ama 20 yıllık Selector deneyimim boyunca böyle hissettim.'

Ama başlangıçta müzisyenlerin stüdyoya konuk olarak gelmelerini sağlamak o kadar kolay değildi.  British Council'in kültürel ilişkiler konusundaki uluslararası itibarına rağmen bu programın ne olduğunu Birleşik Krallık'ta bilen pek yoktu. Müzisyenler zamanlarını daha önce hiç duymadıkları bir programa verme konusunda pek istekli değildi. British Council'ın ilk Selector Program Menajeri Lisa Phasha şöyle açıklıyor: “Selector'ü bilmiyorlardı ve program Birleşik Krallık'ta yayınlanmıyordu. Şans eseri, birlikte çalıştığımız BBC Radyo için bazı programlar yapan bir yapım şirketi ve British Council AIM'deki [Bağımsız Müzik Derneği] irtibatlarımız, müzik şirketlerinin programdan haberdar olmasını imkan tanıdı ve ortak bir çaba sonucunda programın duyulmasını sağladık.”

Daha büyük kitleler tarafından tanınmaya başlanan program, Birleşik Krallık'tan geniş çeşitlilikte yetenekleri sergileme konusundaki sözünü hızla yerine getirdi ve radyonun benzersiz kolay iletim özelliğinin avantajını kullandı. Pasha, '[British Council'de] bir Müzik Bölümü olarak Birleşik Krallık'ın farklılıklarını, zengin ve çeşitlilikler içeren müziği aracılığıyla sergilemeye gayret ettik ama bunu sınırlı bütçelerle yapmak zor,” diye dile getiriyor. “Radyonun bize, Birleşik Krallık'ı temsil eden daha geniş müzisyen seçenekleriyle daha geniş kitlelere ulaşma fırsatı sunduğunu hissettik. Bu, diğer programlarımızın yerine tercih ettiğimiz bir program olmaktan ziyade daima tamamlayıcı bir program olarak görülmüştü.'

SELECTOR'DA GOLDIEROCKS DÖNEMİ

Daha çok DJ Goldierocks olarak bilinen Sam Hall, 2009 yılında Selector’un sunuculuğunu yapmaya başladı ve dünya genelindeki popülaritesi sürekli büyüyen programı, sonraki on yıl boyunca sunmaya devam etti. Sam, “Program, hayatımın çok büyük bir parçasıydı; bana dünyanın çeşitli yerlerinde on yılı aşkın bir süre boyunca yayın yapma fırsatı sundu. Ben bu programla büyüdüm,” diye açıklıyor hislerini.

Şimdi, yapımını Folded Wing’in üstlendiği ve yeni bir görünüme sahip program, daha sonra tanınmış isimler haline gelecek olan müzisyenleri yayına çıkarmaya devam etti. Calvin Harris, global bir yıldız olmadan önceki günlerinde programın Tea and Tunes (Çay ve Nağmeler) bölümüne konuk olmuştu. Ve Selector için özellikle kaydedilen canlı bölümler programın düzenli bir parçasıydı. Yapımcı John Cramer'a göre bu, sektörün albüm satışlarından uzaklaşıp daha çok canlı müziğe yönelmesiyle ortaya çıkan değişiklikle uyumlu bir adımdı. Cramer “Birleşik Krallık müzik sektörü için gerçekten çok heyecan verici zamanlardı,” diye dile getiriyor. “Konserler bir müzisyenin kariyerinin muhtemelen daha önceki yıllara göre çok daha önemli bir parçası haline geliyordu ve Selector Radyo'nun yapımcılığını üstlenirken yapmaya çalıştığım şeylerden biri de başlangıçtan itibaren mümkün olduğu kadar canlı müzik yayını gerçekleştirmekti.”

Folded Wing'in CEO'su Karen Pearson, ekibinin yaptığı ilk Selector programlarından birisinde, genç Jamie Woon'la birlikte çalıştığını hatırlıyor. 'Bana 2007 yılında bir Wayfaring Stranger plağı gönderdiklerini ve onu ardarda on defa dinlediğimi hatırlıyorum. Jamie Woon gibi müzisyenleri Selector Radyo'da konuk olarak ağırlamak, onlara devasa bir uluslararası kitleye hitap etmek için bir platform sağlamak, bir rüyanın gerçekleşmesi demekti. Bizim küçük Folded Wing ses kabinimize gelmiş ve harikulade bir bölüm kaydetmişti.'

Jamie'nin ilk uluslararası deneyimlerinin taşlarını döşeyen işte bu Selector kaydıydı. Pearson, ‘Müziğinin, bu bölüm ve kayıtlarının radyoda çalınması sayesinde dünyada birkaç radyo istasyonunda çalma listesine eklendiğini ve bir British Council seyahatinde Kazakistan'ı ziyaret ettiğini’ açıklıyor. “Bu seyahat, kendi radyo programlarını sunduğu, iki aylık bir süre boyunca Çin'de kalmasına sebep olmuştu. Onunla son derece gurur duyuyorduk!'

'Selector, British Council'in bu ülkelerle yıllar içerisinde geliştirdiği kültürel ilişkiler sonucunda oluşturduğu bağlantılar sayesinde kendisine bir yer bulabilmişti.'

Goldierocks, on yıllı aşkın sunuculuk kariyeri boyunca yeni kitlelere ulaşmak amacıyla 30’dan fazla ülkeyi ziyaret etti. Bu ziyaretlerin amacı, genellikle programı yayınlayan yeni bir ülkede programın açılışını yapmak ve kutlamak ve ayrıca Selector Canlı etkinliklerinde DJ'lik yapmaktı. Bu ülkelerin çoğu, Birleşik Krallık yayıncılarının varlık bulmakta zorlandıkları ülkelerdi ancak Selector, British Council'in bu ülkelerle yıllar içerisinde geliştirdiği kültürel ilişkiler sonucunda oluşturduğu bağlantılar sayesinde bir varlık edinebilmişti. “Nepal'in mimarisi, sakin ve kibar ruhlu insanlarına hayran kaldım” diye açıklıyor Sam Hall. “Programla birlikte beş defa Çin'e gittim ve Birleşik Krallık'a göre devasa, tamamen farklı bir ülkeydi ve bu benim için olağanüstüydü. Müziği, insanları ve romuyla Küba'nın daima kalbimde özel bir yeri olacak! Muazzam derecede romantik, artistik ve arzu dolu bir yer. Orada bazı açık hava partileri düzenledik; yayın yapmak ustalık isteyen bir işti ama tam anlamıyla tarihsel bir andı. Küba devriminden bu yana yayın yapmasına izin verilen tek uluslararası medya kuruluşu bizdik. Bundan gerçekten gurur duyuyorum.”

The Sunday Times dergisi yazarı Katie Glass, 2011 yılında programı, “John Peel'in, Jakarta'nın gökdelenlerinden Morityus'un beyaz kumlu plajlarına kadar duyulduğu, en iyi performansını sergilediği olağanüstü bir program” olarak tanımlamıştı.  Programın popülaritesi müzisyenler üzerinde doğrudan bir etki yaratmıştı. Selector, Jamie Woon'un Lady Luck şarkısını çaldığında parça, Kazakistan ve Çin genelindeki radyo istasyonlarında da çalınmıştı ve bu, altı hafta Çin'de kalması için davet edilmesiyle sonuçlanmıştı. Dinosaur Pile-Up grubu da programa konuk olduktan sonra Meksika'da 3.500 kişilik bir kalabalığa bir konser vermişti – Gerçekten akıllara durgunluk veren bir deneyimdi... Buradaki bütün konserlerimizden daha büyüktü ve Amerika genelinde uluslararası tur fırsatlarının doğmasına yol açmıştı.  Selector programının yeni Menajeri Phil Catchpole, programın sadeliğini net bir şekilde açıklıyor: “Burada bir ticaret öğesi söz konusu... Organizatörler  ve menajerler programı dinler ve müzisyenleri seçip onlarla anlaşırlar.”

SELECTOR KÖPRÜLER KURUYOR

Program, aynı zamanda evi olan Birleşik Krallık'ta da kültürel köprüler kurdu. Selector, şehirde geçici bir stüdyo kurup etkinlik için müzik gruplarıyla bir araya gelerek ve birlikte kayıt yaparak yurtdışından dinleyicileri Brighton'daki The Great Escape gibi müzik festivallerinin kalbine götürdü. Ancak, programın yapımcısı Pete Linney bunun her zaman pürüzsüz bir iş olmadığını açıklıyor. “Yapımcılığa henüz başlamıştım ve sunucumuz Goldierocks'la birlikte çalıştığım, The Great Escape'i ilk ziyaretimdi. Daha önce Brighton'a hiç gitmemiştim ve festivalin büyüklüğü konusunda hiçbir fikrim yoktu. Röportajlar arasında bize Concorde 2'den Prince Albert'a [pub] yürümek için yaklaşık beş dakika zaman tanıyan, son derece iyimser geçiş süreleri planlamıştım. Kısa süre sonra bu mesafeyi yürümenin 30 dakika aldığını öğrendim; üstüne üstlük o güne kadar hayatımda görmediğim şiddette yağmur yağmaya başlamıştı. Hemen bir acil durum şemsiyesi almak zorunda kaldım ama kullanmaya başlar başlamaz rüzgârda ortadan ikiye ayrılıverdi. Sonunda Goldierocks'la birlikte bir patates kızartması dükkanına sığındık ve burada Sam'in [Goldierocks] büyük bir porsiyon balık ve patates kızartmasıyla birlikte yağda kızartılmış kocaman bir sosisi mideye indirdiğine tanıklık ettim - ne ziyafetti ama! Aynı günün sonrasında, programı Mısır'da yapan ve festival için buraya gelen bir Selector sunucusuyla tanıştım. Bana hayatında daha önce hiç böyle bir yağmur görmediğini söyledi.”

ÖĞRENCİ RADYOSU: SRA SELECTOR

Program, Londra'da hazırlanmasına rağmen diğer ülkelerde yerel dinleyicilere göre tekrar yapılandırılabilmesi için sesli kit şeklinde iletiliyor. . Birleşik Krallık sunucusunun verdiği İngilizce linkler bu sayede yerel sunucu tarafından değiştirilebilir ya da sunucu kendi metnini hazırlamayı tercih edebilir. Ayrıca programın bölümleri, yayıncının gerekliliklerinin karşılanması için yeni bir programa dönüştürülecek şekilde değiştirilebilir. İki saatlik bir Birleşik Krallık müzik programı için yeteri kadar zaman yok mu? Problem değil. Kit sayesinde program en az 30 dakika olmak üzere herhangi bir uzunlukta olabilir. Kit seçeneği, radyo yapımcılığını öğrenen herhangi biri için faydalı bir eğitim aracı görevi de görüyor. Radyoculuk eğitimi alan çok sayıda acemi programcı, bu şekilde çalışarak sektörde kendilerine yer edinmeyi başardı.

Selector, 2010'lu yılların ortalarında, Birleşik Krallık'ta geleceğin yapımcılarına yeni bir fırsat sunmak için Student Radio Association (Öğrenci Radyo Derneği - SRA) ile işbirliği yaptı.  Çağrı gayet basitti - kiti kullanarak programın kendine ait bir versiyonunu yap ve iki günlük bir yapımcılık ve sunuculuk eğitimi ve Selector’un Meksika'daki kardeş radyo istasyonuna (Ibero 90.9 FM) bir seyahat kazanma fırsatı için SRA Selector Ödülleri yarışmasına katıl. O zaman British Council için Selector Program Menajeri olan Phil Catchpole yarışmanın başlatılmasına tanıklık etmekten memnundu: “Yurtdışındaki geniş kapsamlı çalışmalarımızın yanı sıra benzersiz programımızı kullanarak burada, Birleşik Krallık'ta olağanüstü genç yayıncılık yeteneklerini keşfetmek ve onları geliştirmek British Council için harika bir şey.”

SRA Selector Ödülü, yıllar içerisinde, mikrofonun her iki tarafında da muhteşem kariyerlere sahip olacak kazanan birinciler ve ikinciler üretti. Hem Jack Saunders hem de Ross Buchanan, yarışmayı kazandıktan kısa bir süre sonra Radio X'de sunuculuk yapmaya başladılar. Jack Saunders, şimdi BBC Radio 1 programı Indi show'u sunarak tam zamanlı bir programcı oldu. 2016 yılının kazananı olan Andy Backhouse, BBC Music için sunuculuk yaptı ve kısa süre önce Selector Radyo için çalışırken Mexico City'de edindiği arkadaşlarıyla La Bestia Radio adlı yeni bir radyo istasyonunda program sunuculuğu yapmaya başladı. 2017 yılının kazananı Cassidy Baillie, Londra radyo istasyonu Reprezent'de çalıştı, Folded Wing için yapımcı asistanlığı yaptı ve şimdi ise Selector Radyo'nun yapımcısı.

SUPERNOVA DEVRİ

The Selector, Ekim 2019'da bir yenilik yaptı - ismimizden The'yı attık ve daha da önemlisi Jamz Supernova, programın yeni Birleşik Krallık sunucusu olarak duyuruldu. Reprezent ve BBC 1Xtra'da çalışan Jamz, beraberinde yılların deneyimini getirdi ve Selector'da kendi tarzını oturtması pek uzun sürmedi. Kulüp dünyasına olan tutkusunu yansıtan, elektronik müziğe tekrar daha fazla yer veren haftalık program, dinleyicilere Birleşik Krallık'ın dört yanında yeni oluşmaya başlayan yeteneklerden müzikler getirme misyonunu ikiye katladı. Jamz, rolü ilk üstlendiğinde “Her hafta her zamankinden daha çok yeni albüm ya da single çıkarılıyor” diye açıkladı. “Benim için önemli olan bilgi sahibi olmak; yani bir gün, tam bir gün ayırarak internette gezinip keşif yaparım. Yani, bu müzikle ilgili makaleler okumak, çalma listelerini incelemek gibi şeyler olabilir... Hafta içinde de yeni çıkan albüm ya da single'ları not ederim, Instagram'dan ekran kayıtları alırım ve bana gönderilen e-postalardan ayrı bir liste hazırlarım. Böylece ne olup bittiğinden haberdar olurum ve radyonun gerçekten hoşuma giden kısmı bu: yeni müzikleri keşfetmek.”

SELECTOR SEANSLARI

Program; Rachel Chinouriri, Monster Florence ve Penelope Isles gibi müzisyenlerden yeni kayıtlarla yeniden lansman yaparak sadece birkaç gün içinde 100 binin üzerinde görüntülemeye ulaştı.  Sam Duckworth: “Selector seansları, içerik akışlarımda belirdiği zaman onlara göz atmamın faydalı olacağını bilirim, özellikle yeni müzisyenleri keşfetmek için - bunlardan birkaçı çağdaş müzisyenler ve işlerini gerçekten çok iyi yapıyorlar.

BİRLEŞİK KRALLIK’IN ÖTESİNDE MÜZİK

"Birleşik Krallık, müziksel evrimin daima bu toprakların ötesinden insanlar ve seslerin etkilerinin ve onlarla yapılan iş birliklerinin sonucunda ortaya çıkacağı bir yer olacak"

Program, British Council'le birlikte Gana, Gürcistan ve Kolombiya gibi ülkelere yaptığı seyahatlerden, Jamz’ın bakış açısıyla farklı müzik kültürlerini keşfederek ve ziyaret ettiği yerlerde kaydettiği kendi DJ mikslerine yer vererek, yayın hayatında ilk defa Birleşik Krallık'ın ötesinden müzikleri de yayınladı. Program ayrıca, farklı ülkelerden müzisyenlerle bir araya gelip bağlantılar kuran Birleşik Krallık müzisyenlerini, British Council'in yardımıyla seyahatlerinde de takip ediyor. Selector, bu uluslararası bağlantılardan ilham alan müzikler yayınladı. Bunlara örnekler arasında, Chris Ryan’ın Brezilya'da kaldığı zaman yaptığı ‘Cai’ ya da Nubya Garcia'nın Mestizo projesi için Kolombiya'da geçirdiği zamanda hayata geçirdiğiLa Cumbia Me Está Llamando yer alıyor. Garcia, “British Council ve Selector Radyo'yla birlikte Kolombiya'yı ilk defa ziyaret edişim, ilham verici ve müthiş bir deneyimdi” diye açıklıyor. “Bu deneyim bana, La Perla’dan diğer müzisyen arkadaşlarla kaydetme şansına sahip olduğum ‘La Cumbia Me Está Llamando’yu kaydetmemde büyük ilham kaynağı olan Kolombiya müziğini daha fazla dinleme ve hakkında daha fazla bilgi sahibi olma fırsatı tanıdı.”

Selector, Birleşik Krallık dışından müzik örnekleri ve onlardan doğrudan ilham alan Birleşik Krallık'tan müzikler seçerek inkâr edilemez bir gerçeği kabul ediyor. Birleşik Krallık, geçtiğimiz 20 yıl ve daha uzun bir süre boyunca müziksel evrimin daima bu toprakların ötesinden insanlar ve seslerin etkilerinin ve onlarla yapılan iş birliklerinin sonucunda ortaya çıktığı bir yer olmuştur ve olmaya da devam edecektir. British Council için Selector programının şimdiki Menajeri Katie Weatherall, bunun kilit bir öneme sahip olduğunu düşünüyor: “Selector, ağırlıklı olarak Birleşik Krallık'taki yeni müzikleri tanıtan bir program olma misyonuna devam ederken, sınır ötesi sohbetleri ve müziği buna dahil etmemek, çağdaş Birleşik Krallık müziğini anlamamak olur.” 

Covid-19'dan itibaren dinleyiciler, düzenli yayınlanan ve aşina oldukları bir şeye rağbet ettiğinden dolayı radyolar yeniden dirildi. Pandemi başladığından bu yana gerçekleştirilen kayıtların çoğu, sektörün geri kalanına benzer olarak, prodüksyon bölümünün uzaktan desteğiyle Jamz'ın oturma odasından yapılmış olsa da, Selector haftalık programlarına devam ediyor ve son 20 yılda yayınını tek bir hafta dahi aksatmadı. Pandemi, aynı zamanda, şimdilik canlı seansların ve yurtdışına seyahatlerin durmasına da sebep oldu ama programa devam!  Radyo; TV ve film sektörlerinin aksine küresel pandeminin sebep olduğu zorluklara daha kolay şekilde adapte olabildi. Programa konuk olan müzisyenler, bir uçağa binmelerine gerek kalmaksızın hala dünya genelindeki o devasa dinleyici kitlesine ulaşma imkanına sahip. Karen Pearson, “Dünyada müzisyenlere bunun gibi deneyimler sunabilecek başka bir şey yok ve hikayeler gelmeye devam ediyor” diyor. ”Bu son derece özel bir platform.”

Peki ya radyonun ve Selector’un geleceği? Dünya giderek artan bir hızla dijitalleşiyor. “Radyonun manzarasının değiştiği ve küresel ölçekte üretimin bugüne kadarki en yüksek noktaya eriştiği 20. yılı ifade eden bu kilometre taşının, öncü bir gücü kutlamayı ifade ettiğini söylemek yerinde olacaktır. 20 yıl boyunca yeniliklere öncülük yapmak oldukça büyük bir şey ve gelecekteki gidişatı tekrar tekrar belirleyen bir başarı,” diye dile getiriyor Sam Duckworth. Lisa Phasha, Selector’un uzun ömrünün sebebinin yeni müzik için eklektik bir program olarak, tasarımının olduğunu düşünüyor. “Günümüzde Spotify gibi servisler, 20 yıl önce radyodan bekleyeceğimiz şeyleri sunuyor ama Selector’un zorluklara göğüs germesinin sebebi programlarında sunduğu çeşitlilik. Dinleyicilerini, hoşlarına gidebileceğini bilmedikleri seçimlerle şaşırtabilecek kabiliyete sahip bir programcılık.”

Ve açıkçası, 20 yılı aşkın bir süredir bu uzun geçmişin bir parçası olmuş insanlar, kendilerini hala programa karşı duygusal açıdan yakın hissetmeye devam ediyor. Andi Oliver: “Yaptıklarımızdan ve ulaştığımız dinleyici sayısından daima gurur duymaya devam edeceğim; her hafta bu işe yeni başlayan bir dizi yapımcıyla birlikte çalışma fırsatı edinmiş olmam da cabası. Bu, gerçekten büyük bir şanstı.”

Performanslar ve özel konuklarla kutlayacağımız Selector’un 20. yaş partisi için  24 Kasım'da bize katıl

Selector Radyo programını her hafta selector-radio.com adresinde online olarak dinle

Son 20 yılda programa konuk olan müzisyenleri içeren Selector 20 yaşında çalma listemizi dinle

Selector seansları arşivini Youtube'da izle.