Misafir Küratör Londra Yolcusu

Yakın zamanda küratörler ve müze profesyonelleri için tasarlanmış yeni bir misafir küratör programını duyurduk ve gerçekten çok nitelikli başvurular aldık. Ayrıntılı bir değerlendirme sürecinden geçti bu başvurular.  Ve British Council Görsel Sanatlar Direktörü Emma Dexter, British Council Türkiye Sanat Direktörü Esra A. Aysun ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi öğretim üyesi ve sanat eleştirmeni Yrd. Doç. Dr. Osman E. Erden yer aldığı seçim komitesi kazanan küratörü açıkladı; Elif Kamışlı. 

Şimdi biraz merak giderme zamanı. Biraz projeden ve Elif’den bahsedelim istedik. Kendisiyle kısa bir söyleşi bile yaptık. 

Elif son birkaç yıldır İstanbullu sanatseverlerin hayatına dokunuyor aslında. 2014 Haziran’ından beri İstanbul Bienali Sergi Koordinatörlüğü görevini yürütüyor. Şu aralar 15. İstanbul Bienali için bienal küratörleri Ingar Dragset ve Michael Elmgreen ile çalışmalarına devam ediyor. Kendisini Ağustos ayında, British Council’ın düzenlediği Uluslararası Müzeler Akademisi programı kapsamında Whitechappel Gallery’de yapılacak olan Çağdaş Sanat Sergisi Düzenleme atölyesine katılmak ve British Council Koleksiyonu için sergi önerisi hazırlamak üzere Londra’da ağırlayacağız. 

British Council 1938’den beri İngiliz sanatçıların, tasarımcıların ve el sanatları profesyonellerinin başarılarını tanıtmak için sanat eserleri, çeşitli tasarım ve el sanatları örnekleri topluyor . Yaklaşık 9000 parçadan oluşan bu koleksiyonun sergilendiği daimi bir galeri yok ve bu nedenle “duvarları olmayan müze” diye atıfta bulunuyoruz.  Bu eserlerin dünyayı gezmesi için fırsatlar yaratmak da bizim işimizin bir parçası. En son 2015’de İstanbul ve Ankara’da düzenlenen Grayson Perry’nin  ‘Küçük Farklılıkları Kibri’  sergisinde bu duvarları olmayan müzeden parçalar sergilenmişti… İşte Elif 20. ve 21. yüzyılın eserlerinden oluşan bu koleksiyonu yakından inceleyip bir dijital sergi önerisi hazırlayacak .

Programı internet üzerinden yaptığımız duyurulardan öğrendiğini (yok siz hala Facebook sayfamızı takip etmiyor musunuz?) söyleyen Elif’e niye başvurduğunu sorduğumuzda en çok programın kendisine çalıştığı alanda önemli bir deneyim kazandıracağını düşünmesinin etkili olduğunu söyledi. Elif, “Zengin bir koleksiyon üzerinden sergi projesi geliştirmek oldukça detaylı bir çalışma istiyor, ama bir o kadar da keyifli” diyor. “Whitechapel ise düzenlediği sergiler ve etkinliklerle alanımızın en iyi örneklerinden. Böylesi bir çalışmayı güçlü bir kadroyla yapma fırsatı elde etmek oldukça değerli” yorumunu yapıyor.

Program güzel, peki kariyerini nasıl etkileyecek sence? 

“Bir süredir sergi yapmak üzerine düşünüyor ve çalışıyorum. Bu programla birlikte farklı metotları görerek daha bütünsel bir yaklaşım kurabileceğimi, yapacağım çalışmanın bundan sonra atacağım adımlar için bana büyük bir destek olacağına inanıyorum. Ayrıca program süresince kurulacak bağların ileriki projelerde işbirliklerine dönüşeceğini ve buradan güçlü ilişkilerin çıkacağını düşünüyorum. Sınırların giderek sertleştiği, aidiyet kavramının, birlikteliklerin sorgulandığı böylesi bir dönemde sanatın birleştirici dili bizlere küçük estetik müdahalelerle daha geniş kitleleri etkileyen söylemler yaratma imkanı tanıyor ve bu yolda atılan her kişisel adımın önemli olduğuna inanıyorum. En nihayetinde kişisel olan politiktir ve içinden geçtiğimiz dönemde politik olmaya ihtiyacımız var.”

O zaman şimdiden iyi yolculuklar, getireceğin önerileri sanatseverler olarak heyecanla bekliyor olacağız.

Elif hakkında bir şey

Elif bir süredir Tantra, Shakers ve Teozofistler gibi 17. yüzyıldan günümüze uzanan spiritüel grupların içsel zenginliklerinin ifadesi olarak ortaya çıkarttıkları çizimlerin 20. yüzyıl modern sanatıyla ilişkisi üzerine düşünüyor, okuyormuş. Yeni yıla doğru orijinal tantra çizimlerini ve teozofinin önemli figürlerinden Annie Besant’ın çok yeni keşfedilmiş düşünce biçimleri çizimlerini görmek için Hindistan’a gitmeyi planladığını da öğrendik.