British Council, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesinin katılımcı, açık ve müreffeh toplumlar yaratmada hayati bir önem taşıdığına inanıyor. Kadınları güçlendirmek ve cinsiyet eşitliğini teşvik etmek yalnızca temel bir insan hakkı olarak değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmayı hızlandıran tüm alanlarda çarpan etkisi yaratır.

British Council Türkiye’nin Sanat programı, 'geleneksel' sanat alanlarının dışında çalışarak ve yeni formlarda daha kapsayıcı ve erişilebilir bir sanat sunumunu savunan yeni küratöryel seslerin ve yaratıcı girişimcilerin becerilerini belirleyip geliştirerek sanat izleyicilerini çeşitlendirmeye odaklanmıştır. Bu sebeple, özellikle sanatın izleyici kitlesini çeşitlendirmek amacıyla kültür alanında çalışacak kadın liderler ve sanatçıları desteklemek, programımızın temel unsurlarından birini oluşturur.

British Council’ın Türkiye'de toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda çalışan kadın yaratıcıları ve sivil toplum aktivistlerini desteklemek ve onlarla birlikte çalışmak üzere başlattığı Kültür Sanatta Kadın ve Liderlik programı Kültürde Kadın Gücü Araştırması ile başladı. Program, Birleşik Krallık'taki kadın liderlerin mesleki gelişim programı, Birleşik Krallık’tan kadın sanatçıları sergileyen kuruluşlar için #KültürdeKadınGücü destek programı, Açık Radyo'da cinsiyet eşitliği üzerine bir radyo programı olan Festival Alanı ve ardından Haziran 2020’de dijital WOW Global24 festivaline İstanbul’un katkısı ile devam etti ve Dünya Kadınları Festivali İstanbul ile, Mart 2021'de dijital olarak gerçekleştirilecek.

WOW - Women of the World, 2010 yılında ilk WOW Festivali’nin Southbank Centre’da düzenlenmesiyle Jude Kelly tarafından kuruldu . O günden bu yana dünyanın pek çok yerini gezerek iki milyondan fazla kişiye ulaşan WOW Festivalleri kadınları ve genç kızları destekliyor, onların karşılaştıkları güçlükleri açık yüreklilikle ele alıyor. WOW altı kıtada 65’ten fazla festivale imza attı, iki milyondan fazla kişiye ulaştı. WOW Festivallerinin küresel ortaklarından biri olan British Council, Mart 2021’de düzenlenecek WOW Festival İstanbul’un duyurusunu yapmaktan gurur duyuyor. 

WOW İstanbul, özellikle yaratıcı sektörlerdeki kadın profesyoneller ile sivil toplum arasında işbirliklerini mümkün kılan güvenli, sıcak ve kapsayıcı bir dijital paylaşım ve etkileşim alanı yaratacak.

Bunu desteklemek için, İstanbul'dan dört kadın sanatçının müzik ve sahne sanatları (tiyatro veya dans) çalışmalarını WOW İstanbul'da çevrimiçi olarak sunmaları için yeni bir Destek Programı açık çağrısı başlattık.

Destek Programının amaçları: 

-kadın müzisyenlerin, tiyatro ve dans yapımcılarının toplumsal cinsiyet eşitliği konusundaki fikirlerini dile getirmeleri ve sanatlarını ve yeteneklerini dijital ortamda çeşitli, kapsayıcı ve yenilikçi programlar yoluyla sergilemeleri için fırsatlar yaratmak.

-pandemi sebebi ile izleyicilerin kalabalık ve kapalı alanlara girmemelerinin tavsiye edildiği bu dönemde sanatçıların izleyicilerle bağlantı kurmaları fırsatını sağlamak.

-Türkiye'den kadın sanatçıların sanatsal mükemmeliyetini paylaşmak, kutlamak ve yaygınlaştırmak.

Banu Açıkdeniz

1981 yılında İstanbul’da doğdu. Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Siyaset Bilimi Bölümü’nde, Yüksek lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesi Kültürel İncelemeler Programı’nda tamamladı. Yüksek lisans tezi Türkiye ve Yunanistan’daki geleneksel dansların ulus devlet sınırlarına nasıl meydan okuduğu sorusu üzerineydi. Dans ve tiyatro alanında çalışan bir sanatçıdır. 1999 yılından bu yana çeşitli dans ve hareket janraları üzerine, son 10 yıldır ise oyunculuk alanında çalışmaktadır. Kardeş Türküler projesinde ve BGST (Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu) Tiyatro’nun projelerinde dansçı, oyuncu ve koreograf olarak yer almaktadır. Hareket eğitmeni ve araştırmacısı olarak sahne sanatları ile ilgili çeşitli konularda araştırmalar yürütmekte ve bu araştırmalara dayalı atölyeler düzenlemektedir. İki yıldır hareketli bedenin anatomisine eğilen Axis Syllabus disiplini üzerine çalışmakta ve son dönemde günlük yaşamın jestleri, bir dans malzemesi olarak jestlerin sağladığı olanaklar ve bunların sahnedeki metinsellikle bağlantılarıyla ilgilenmektedir.  

Dilan Balkay

Dilan Balkay (d.1995 / İstanbul), multi-enstrümantalist, şarkıcı ve şarkı yazarı. Dokuz yaşında trompet çalmaya başladı. Şile Gençlik Orkestrası, FilmSO, Marmara Üniversitesi Senfoni Orkestrası’nda çaldıktan sonra 2013 yılında Farfara İstanbul grubu ile sokak müzisyenliği yapmaya başladı. 2014-2017 yılları arasında alto şefi ve koro başkanı olarak yer aldığı Boğaziçi Gençlik Korosu ve Boğaziçi Caz Korosu'nda sayısız konsere ve iki uluslararası koro festivaline katıldı; İsviçre, Basel'deki Avrupa Gençlik Koroları Festivali ve Neerpelt, Belçika'daki Gençler için Avrupa Müzik Festivali. 2016 yılından bu yana Evrencan Gündüz, Dolu Kadehi Ters Tut, Ozbi, Gaye Su Akyol, Canozan, Nova Norda, Sedef Sebuktekin, Eda Baba gibi Türkiye'nin popüler alternatif müzisyenlerine konser, tekli ve albümlerinde trompeti ve vokaliyle eşlik etti. 2019'dan beri dört tekli yayınladı ve çeşitli sanatçılarla iş birlikleri yaptı. Şu anda ilk albümü üzerinde çalışıyor.

Duygu Demir

Duygu Demir erken yaşta müzik ve bale çalışmalarına başladı. Profesyonel müzik eğitimine Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Müzik bölümünde devam etti. Bu süre zarfında Jozsef Györffy ile çello çalıştı. Okul haricinde E.Oğuz Fırat'ın çağdaş müzik repertuarı toplantılarında yer aldı  ve akabinde İlhan Baran ile post-romantik ve çağdaş müzik analizi derslerini takip etti. 2002'de gelen davetle Perpignan Konservatuarı'nda okumak üzere Fransa'ya gitti. Burada Carol Parer ile klavsen; Christian Sala ile viola da gamba; Denis Dufour ile elektro-akustik müzik analizi çalıştı. Burada bulunduğu süre içerisinde doğaçlama müzik ve dans atölyesinde doğaçlama üzerine eğitim aldı. Christian Sala viola da gamba topluluğu ile Fransa ve İspanya'da çeşitli konserlerde yer aldı. Çağdaş dansçılar, serbest müzik doğaçlamacıları, dünya müzisyenleri ile birlikte festivallere ve konserlere katıldı ve ünlü müzisyenlerin bir dizi albümüne kayıt yaptı. Blues, rock, bağımsız müzik gruplarıyla çaldı ve kayıtlar yaptı. Türkiye'ye döndüğünde İstanbul'a yerleşti . Enstrumantist - yorumcu kimliğini çellist , besteci,akustik aranjör, kimliği aldı ve kendi müzikal dili üzerine çalışmaya başladı. Kurmuş olduğu Septafon adlı grupla 14. IKSV Caz Festivali Genç Jazz yarışmasında başarı kazanarak festivalde sahne aldı 2019’da Cremm Artistik rezidansına seçilmiş, bu vesileyle de Babel Sound Festival (Balaton) ve Desert Vert Festival’inde (Marakeş) sahne almıştır. Inside Of the Terrain adlı kısa filme yazdığı orjinal müzik vasıtasıyla Independent Film Awards(IMDB) onur mansiyonuna layık görülmüştür. Metin Andaç’ın ‘Sabahattin Ali -Sabah’, ‘Tipi’ ; Nejla Demirci’nin ‘Yüzleşme’ belgesellerinin özgün müziklerini bestelemiş ve icra etmiştir. Solo çello için bestelerinden oluşan ilk solo albümünü çıkaracaktır.

Ekin Tunçeli

Ekin Tunçeli, disiplinler arası sanat tasarım anlayışı ile çağdaş dans temelli prodüksiyonlar yaratan, tanıdık ve alışılmadık konuları, bireysel konuları, nesneleri ve popüler imgeleri kullanarak harmanlayan bir dans sanatçısıdır. Koreograf olmasının yanı sıra çağdaş bir dansçı, şarkıcı, oyuncu ve performans sanatçısıdır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olup, MSGSÜ Devlet Konservatuarı'ndan Çağdaş Dans alanında lisans derecesine sahiptir. Disiplinlerarası müzik projeleri üzerine çalışan, tüm disiplinlerden sanatçılara ve disiplinlere açık bir topluluk olan klank.ist ile klank.ist doğaçlama toplantıları düzenlemektedir. Beyhan Murphy, TalDans, Clement Layes, Aslı Bostancı, Gizem Aksu, Fatih Gençkal, Harriet Plewis ile çalıştı ve çeşitli müzikallerde çalıştı. Boğaziçi Caz Korosu'nun eski koro üyesidir, halen koreograf ve eğitmen olarak görev yapmaktadır. Solo eseri “bir şey” Aerowaves Twenty20 olarak seçilmiştir.