cubed söylentileri doğrulamak Guardian ©

The Guardian Limited

Görsel: 2011'deki Londra olaylarında söylentilerin nasıl yayıldığını gösteren, The Guardian'ın hazırladığı etkileşimli görselleştirme.

Bir grup bilim insanı, sosyal medyada dolaşan tehlikeli söylentileri doğrulamak üzere bir sistem geliştiriyor.

Dedikodunun o kadar da kötü bir şey olmadığına dair ortalıkta bir söylenti dolanıyor. Fakat akıllı telefon ve sosyal medya çağında, doğrulanmadan hızlıca yayılan söylentiler, oldukça ciddi sonuçlara sebep olabiliyor. Sheffield, Warwick, King's College London, Almanya'daki Saarland üniversiteleri ile Avusturya'daki MODUL Viyana Üniversitesi'nin ortaklaşa yürüttüğü AB destekli proje kapsamında, sosyal medyadaki söylentileri doğrulamak üzere bir 'yalan dedektörü' geliştirildi. Üç yıllık 'Pheme' projesi, ismini Yunan mitolojisindeki dedikodu tanrıçasından alıyor.  Araştırmayı yürütmüş olan Sheffield Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Bilgisayar Bilimleri bölümünden Dr. Kalina Bontcheva, çalışmalarına 2011 ve 2012 yıllarındaki Londra olaylarıyla ilgili söylentileri inceleyerek başladıklarını belirtiyor.

O dönemde multi-disipliner araştırma ekibinin liderliğini üstlenen ve günümüzde Warwick Üniversitesi Sosyal Enformatik bölümünde profesör olan Rob Procter, Londra Hayvanat Bahçesi'ndeki hayvanların salıverildiğini ortaya atarak insanları galeyana getiren bazı söylentileri ve o dönemde dolaşan diğer tweet'leri bizzat kendisi analiz etmiş. Dr. Bontcheva çalışmayı şöyle açıklıyor: 'Tweet'leri; asılsız bilgi, dezenformasyon ve spekülasyon olarak sınıflandırıp, apaçık dezenformasyon niteliği taşıyan yedi farklı söylentiye odaklandılar.' Dezenformasyon, insanları kandırmak amacıyla ortaya atılan söylentiler anlamına geliyor.    Daha sonra Profesör Rob Procter, London School of Economics'ten bir ekip ve The Guardian gazetesi, yayılan bu söylentilerin etkileşimli bir görselleştirmesini oluşturmuş.  

Otomatik Söylenti Doğrulaması

1996'dan beri 'metin madenciliği' üzerinde çalışan Dr. Bontcheva, yükselmekte olan sosyal medya alemine adım atmadan önce haberleri ve diğer medya araçlarını analiz ediyordu. Tamamen manuel yolla yürütülmüş önceki çalışmanın aksine mevcut proje, söylentileri eş zamanlı ve otomatik olarak doğrulamayı amaçlıyor.  Araştırmacılar; hepsi kendine özgü nitelikler taşıyan söylentileri, spekülasyona dayalı, tartışmaya açık, asılsız ve dezenformasyon olmak üzere dört farklı kategoriye ayırıyor.  

Dr. Bontcheva'ya göre "spekülasyon" kategorisi, varsayıma dayalı söylentilerle ilgili:  "İngiltere Merkez Bankası faizleri arttıracak mı arttırmayacak mı? Mesela bunu aksi kanıtlanana kadar bilemezsiniz. Burada bizim için asıl zorluk, bu tür söylentilerin zamanla kazanacakları farklı boyutları otomatik olarak tespit edebilmek."  Buna göre sistem, bir bilginin güvenilir bir gazeteciden mi yoksa anlık olarak açılmış bir Twitter hesabından mı geldiğini değerlendirecek. 

Sağlıkla İlgili Söylentiler

Söylentilerin ürettiği ve etrafında şekillendiği şeyler yalnızca olaylara dair haberler olmayabiliyor.  Sağlık çalışanları da, hastaların semptomlarına dair bilgi sunan resmi siteler veya resmi olmayan hasta forumları üzerinden yaptıkları internet araştırmalarını dikkate alabiliyor. Araştırmanın Dr. Bontcheva'yı en çok heyecanlandıran yönlerinden birisi, bu sistemin, alüminyumun Alzheimer'a olan etkisi gibi basın, sosyal medya ve tıbbi yayınlarda olay yaratan tartışmalı konularda kamuoyunu aydınlatması beklenen sağlık çalışanlarına da hitap etmesi.  Araştırma ekibinin geliştirdiği bu sistem, sağlıkla ilgili söylentilerin iç yüzünün açığa çıkmasını sağlayacak.  'Belirli türde bir bilgi,' diyor Dr. Bontcheva, 'Bir sağlık kurumunun görüşüne ya da genel kanıya daha mı yakın? Ya da bunlarla uyuşmuyor mu? Bu, o bilginin veya hasta forumlarının illa ki yanlış olduğu anlamına gelmez. Fakat doktorlar bu sistem sayesinde, bilgilerin güvenilir olup olmadığı konusunda tavsiyede bulunabilir.' 

 Biyoloji terimleriyle ifade edecek olursak, internet 'viral' ve asılsız bilgileri körüklerken, teknoloji de boş durmayıp asılsız bilgilere karşı yeni 'antikorlar' üretiyor. Dr. Bontcheva, bu uygulamanın, kendimizle ilgili kapıldığımız endişelerin ne kadar gereksiz olduğunu bize nasıl göstereceği hakkında şunları söylüyor: 'Uygulamayı 'antikor' olarak nitelendirmek güzel bir yaklaşım. Nasıl görünürse görünsün, kendinizi hasta olduğunuza ikna etmek çok kolaydır.' 

Dış bağlantılar